İklim Krizi Asya'daki Selleri Daha Yıkıcı Hale Getiriyor!

Asya genelinde etkili olan şiddetli muson yağmurları ve ardışık fırtınalar, bölgede büyük bir insani krize yol açtı. Geçtiğimiz hafta meydana gelen afetlerde en az 1.200 kişi hayatını kaybederken, yaklaşık bir milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bilim insanları, yaşanan bu felaketlerin sıklığındaki ve şiddetindeki artışın, küresel ısınma ve insan faaliyetleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirtiyor.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporlarına göre, artan sıcaklıklar Güney ve Güneydoğu Asya'da yağış rejimlerini değiştiriyor. Bölgedeki altyapı sistemleri, giderek güçlenen fırtınalarla başa çıkmakta zorlanıyor.

'Felaketin Ana Nedeni Rüzgar Değil, Su'

Hindistan Tropikal Meteoroloji Enstitüsü'nden iklim bilimci Roxy Koll, bu sezon görülen siklonların sayısından ziyade davranışlarının değiştiğine dikkat çekti. Koll, 'Arka plan iklimi değiştiği için fırtınalar artık daha yağışlı ve yıkıcı. Felaketin ana nedeni rüzgar değil, su. Isınan okyanus ve atmosfer bu sistemleri nemle dolduruyor, bu nedenle orta şiddetteki siklonlar bile nehirleri taşıran yağışlara neden oluyor' değerlendirmesinde bulundu.

Bilimsel verilere göre, daha sıcak hava her santigrat derecede yüzde 7 oranında daha fazla nem tutabiliyor. Bu durum, okyanuslardan gelen enerji artışıyla birleştiğinde daha güçlü fırtınaları tetikliyor.

Endonezya Örneği: Ormansızlaşma Yıkımı Artırdı

Afetin boyutlarını artıran bir diğer kritik faktör ise insan müdahalesi ve arazi kullanımındaki hatalar olarak öne çıkıyor. Özellikle Endonezya'da meydana gelen sel felaketlerinde, suyu emerek toprağı stabilize eden ağaçların yok edilmesinin yıkımı şiddetlendirdiği tespit edildi.

Yerel basına yansıyan bilgilere göre, başsavcılık bölgedeki yasadışı faaliyetlerin felakete etkisini araştırmak üzere bir görev gücü oluşturdu. Çevre Bakanlığı'nın da kereste, madencilik ve palmiye plantasyonu şirketlerinin faaliyetlerini mercek altına alması bekleniyor.

Erken Uyarı Sistemleri Yetersiz Kalıyor

Uzmanlar, hükümetlerin erken uyarı sistemlerini geliştirmesine rağmen, müdahale kapasitesinin yetersiz kaldığını vurguluyor. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu Asya-Pasifik Direktörü Alexander Matheou, bölgedeki tablonun daha iyi barınaklara ve doğa temelli çözümlere ihtiyaç duyduğunu belirtti. Matheou, sel riski altındaki bölgelere ağaç ve mangrov dikilmesinin hayati önem taşıdığını ifade etti.