Manisa Üzüm Hasadında Sezon Başladı: Neler Bekleniyor?

Manisa Üzüm Hasadında Sezon Başladı: Neler Bekleniyor?

MANİSA (AA) - Türkiye'nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Manisa'nın Turgutlu ilçesinde, ünlü Sultani çekirdeksiz üzümün hasat ve kurutma süreci resmen başladı. Gediz Nehri Havzası'nda yer alan bu bölge, yıllardır üzüm üretimi ile tanınıyor. Özellikle İzmir'in Menemen ilçesinden başlayarak Manisa'nın Sarıgöl ilçesine kadar uzanan bu geniş havza, üzüm yetiştiriciliği geleneğini sürdürüyor.

Üzüm Nasıl Hasat Ediliyor?

Tarım işçileri, gün doğumuyla birlikte çalışmaya başlıyor ve 40 dereceye ulaşabilen sıcaklıklarda asmalardan üzüm kesiyor. Toplanan üzümler ise traktörlerle sergi alanlarına taşınıyor. Bu süreçte üzümlerin yıkanması da önemli bir aşama. Üzümler, su, zeytinyağı ve "posata" adı verilen potasyum karbonat çözeltisi ile yıkanarak, daha parlak hale geliyor.

Kurutma Aşaması ve Eksiklikler

Üzümler, sergi alanlarında yaklaşık 10 gün boyunca kurutuluyor. Bu süre zarfında yeşilden kahverengiye dönüyorlar. Kurutma işlemi, güneş ışığının maksimum faydayı sağlaması ve yağış gibi çevresel etkenlerden korunması amacıyla gerçekleştiriliyor. Bu yıl özellikle dolu ve don nedeniyle üzüm veriminde azalma gözlemlendi.

Bölge Ekonomisi İçin Önemi

Gediz Nehri Havzası'ndaki 1 milyon dekar alanda yetiştirilen Sultani çekirdeksiz üzüm, hem iç hem de dış pazara önemli katkılar sağlıyor. Kurutulduktan sonra özel işletmelere gönderilen üzümler, burada paketlenerek satılıyor. Bölgenin çekirdeksiz üzüm pazarında dünya çapında önemli bir yeri var.

Çalışanların Zorlu Şartları

Hasat döneminde çalışan tarım işçileri, genellikle evlerinden uzakta çalışmak zorundalar. Mardin'den gelen mevsimlik işçi Ramazan Başkurt, bir ay boyunca bu işle uğraşacağını ifade etti. Üretici Burcu Sever Özgenç ise, tarımda insan emeğinin yoğun kullanıldığını belirterek, "Üzümler tamamen insan emeğinin gücüyle toplanıyor. Bu yıl verim düşük ama elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz." dedi.

Manisa'nın üzüm hasadı, sadece bölge halkı için değil, Türkiye'nin tarım ekonomisi için de büyük önem taşıyor. Ancak üretim miktarındaki dalgalanmalar, yanında yeni çözüm önerilerini de getiriyor.