Satala Antik Kenti'nde Kazılarda Ortaya Çıkan Sır: Mezarlardan Beklenmedik Bulgular

Satala Antik Kenti'nde Kazılarda Ortaya Çıkan Sır: Mezarlardan Beklenmedik Bulgular

Gümüşhane'nin Kelkit ilçesinde yer alan ve Roma döneminden kalma Satala Antik Kenti'nde gerçekleştirilen kazı çalışmaları, önemli bulgular ortaya çıkardı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Dr. Elif Yavuz Çakmur’un başkanlığında yürütülen çalışmalarda, 9 kadın, 4 erkek ve 3 çocuğa ait iskelet kalıntıları bulundu.

Roma Döneminin Gizemleri: Satala Antik Kenti'nden Çarpıcı Keşifler

Romalılar döneminde askeri bir karargah olarak kullanılan Satala Kenti'nde, başka bir antik kale benzeri yapı Türkiye’de bulunmamakta. Bu nedenle araştırmanın önemi oldukça büyük. Çalışmaların 8. sezonunda, 33 kişilik ekip yoğun bir şekilde kazılara devam ediyor.

Kazı başkanı Dr. Çakmur, Anadolu’da kazı çalışması yapılabilen tek Roma lejyon kalesi olan bu alanda keşfedilen mezarların önemine değinerek, kazıların tarihî bilgimizi genişletmeye devam ettiğini belirtti.

Mezarların İçeriği: Geç Dönemden Narin İskeletler

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayşen Açıkkol öncülüğünde yürütülen incelemeler sonucunda, mezarlarda özel dikkat gerektiren bulgular tespit edildi. Çocuk mezarlarından birinde kol kırığı belirlenirken, diğer alanlarda da özellikle narin yapılı kadın iskeletleri öne çıktı.

Bu iskeletlerin Anadolu'da keşfedilen en narin yapılı örnekler arasında bulunması, incelemeleri daha da önemli kılıyor.

Çalışmalar Devam Ediyor: Gelecek İçin Umut Verici Bulgular

Dr. Çakmur, mezarların geç döneme ait olduğunu vurgulayarak, kazı çalışmalarının devam eden süreçte daha da çarpıcı sonuçlar verebileceği konusunda umutlu olduklarını ifade etti. Bu keşifler, Roma döneminden bu yana bölgenin sosyal ve kültürel yapısını daha iyi anlamamıza olanak tanıyabilir.

Bölgedeki kazı çalışmaları devam ederken, gelecek yıllarda kesinlikle daha fazla bilgiye ulaşılması bekleniyor. Bu tür arkeolojik bulgular, sadece Türkiye'nin değil, dünya tarihinin yeniden yazılmasına da katkıda bulunuyor.

Kültürel Mirası Korumak İçin Uluslararası İşbirliği

Bölgedeki çalışmaların uluslararası arkeologların da ilgisini çekmesi bekleniyor. Arkeolojik bulguların korunması ve dünyaya tanıtılması, tarihimizin doğru anlaşılması adına büyük önem taşımakta.