Kaja Kallas'tan Trump Yönetimine Mesaj: ABD En Büyük Müttefikimiz

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin açıkladığı yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'ndeki sert ifadelere rağmen transatlantik bağların gücüne vurgu yaptı. Kallas, belgede Avrupa'ya yönelik bir 'düşmanlık' sezmediğini belirterek, ABD'nin hala Avrupa'nın en kritik ortağı olduğunu savundu.

Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen 23. Doha Forumu, küresel siyasetin önemli isimlerini bir araya getirdi. Forum kapsamında ünlü gazeteci Christiane Amanpour'un moderatörlüğünü üstlendiği panelde konuşan AB'nin yeni diplomasi şefi Kaja Kallas, Washington-Brüksel hattındaki son gelişmeleri değerlendirdi. Amanpour'un, Trump yönetiminin Avrupa'yı 'düşman' olarak konumlandırıp konumlandırmadığına dair sorusunu yanıtlayan Kallas, diplomatik bir dil kullanarak gerilimi düşürmeyi tercih etti. Trump yönetiminin hazırladığı 33 sayfalık strateji belgesini bu şekilde okumadığını belirten Kallas, metnin satır aralarında transatlantik ilişkinin önemini kabul eden unsurlar bulunduğuna dikkat çekti.

'Her Zaman Aynı Fikirde Olmak Zorunda Değiliz'

İki taraf arasındaki görüş ayrılıklarının doğal olduğunu ifade eden Kallas, 'Farklı konularda her zaman aynı fikirde olmadık. Ancak genel prensip hala aynı. ABD hala bizim en büyük müttefikimiz ve birbirimize destek olmalıyız,' şeklinde konuştu. Kallas, Avrupa'nın özellikle Rusya tehdidi karşısında kendi potansiyelini ve gücünü zaman zaman küçümsediğini belirterek, 'Kesinlikle daha özgüvenli olmalıyız,' değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, Avrupa'nın kendi savunma ve güvenlik politikalarında daha otonom bir yapıya bürünmesi gerektiği yönündeki tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Trump'ın Belgesinde Avrupa'ya Sert Eleştiriler

Kallas'ın ılımlı mesajlarına rağmen, Trump yönetiminin önceki gün açıkladığı yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi, Avrupa başkentlerinde soğuk duş etkisi yaratmıştı. Belgede, bazı Avrupa hükümetlerinin izlediği göçmen politikaları sert bir dille eleştirilirken, bu ülkelerin 'medeniyetlerinin silinme tehlikesiyle' karşı karşıya olduğu iddia edilmişti.

Belgede ayrıca, Avrupa'daki bazı hükümetlerin, çoğunluğu aşırı sağcı olan belirli siyasi partileri haksız biçimde sansürlediği öne sürülmüştü. En dikkat çekici iddialardan biri ise Ukrayna savaşına yönelikti. Trump yönetimi, Avrupalı müttefiklerini, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmeye yönelik barış girişimlerinde 'engelleyici bir rol' oynamakla suçlamıştı. Kallas'ın bu sert suçlamalara rağmen diyalog kapısını açık tutan tavrı, Brüksel'in Washington ile ilişkilerde 'hasar kontrolü' stratejisi izlediği şeklinde yorumlandı.