2025 Yılı, Küresel Yüzey Sıcaklığında Rekor Potansiyeli Taşıyor

Bu durum önümüzdeki beş yılın dünya iklimi açısından kritik bir dönem olacağını ortaya koyuyor.

Sıcaklık rekorlarının kırılması da oldukça olası görünüyor.

Dünya Meteoroloji Örgütü ve çeşitli iklim verisi analizleri 2025 yılının son düzlüğünde gezegen tarihindeki en sıcak yıllardan biri olma ihtimalinin gerçekten yüksek olduğunu belirtiyor. Araştırmalar 1850 ile 1900 arasındaki sanayi öncesi döneme göre ortalama yüzey sıcaklığının 1,4 derecenin üstünde seyrettiğini gösteriyor. Bu durum hem doğal döngülerin hem de insan kaynaklı sera gazı etkilerinin ciddi bir karışımını işaret ediyor.

2025 ile 2029 arasındaki beş yıllık süreç ısı rekorlarına tamamen açık bir dönem olarak görülüyor. Riskler de önemli ölçüde artmış durumda.

SERA GAZI SALINIMI

WMO ve iklim uzmanları bu periyodu yüksek sıcaklıklara ve iklimsel aşırılıklara karşı hazırlıklı olunması gereken bir zaman dilimi olarak tanımlıyor. Sera gazı salınımı ve küresel ısınmaya yönelik önlemler yetersiz kalırsa sıcak dalgaları kuraklık su kıtlığı ve aşırı hava olaylarında belirgin bir artış bekleniyor.

Dünya genelinde kuraklık ve ekstrem hava olaylarının riski yükseliyor

Yüksek sıcaklık sadece termometrelerin yükselmesiyle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda kuraklık ve su kıtlığı riski artacak. Tarım ve gıda üretiminde verim düşüşleri yaşanabilir. Aşırı sıcaklık sıcak hava dalgaları orman yangınları ve seller gibi felaketlerin sıklığını artırabilir. Bu durum ekosistemi olduğu kadar insan sağlığını ve ekonomiyi de olumsuz etkileyebilir.

Türkiye ve küresel ölçekte etkiler giderek derinleşiyor. Ki son yıllarda özellikle İstanbul ve Bursa gibi illerdeki su problemlerinin artması da bu olaylarla ilişkilendiriliyor.

Özellikle su kaynakları tarım kıyı bölgeleri ve metropoller için ısınmanın etkileri ciddi olacak. Önümüzdeki dönemde iklim politikaları güncellenmezse sıcaklık artışı göç su stresi ve gıda güvenliği gibi toplumsal sorunları tetikleyebilir.

Eğer 2025 ile 2029 döneminde karbon salınımı ve sera gazı emisyonu kontrol altına alınmazsa ısı rekorları kırılacak. Bu sadece çevre için değil toplumun her kesimi için bir tehdit oluşturacak.

Enerji ve su kaynaklarının verimli kullanımı su yönetimi planlarının güncellenmesi önemli. Tarımda iklim dostu stratejiler ve kuraklığa dayanıklı ürünler benimsenmeli. Eğitim ve farkındalık çalışmalarıyla halk iklim değişikliğinin sonuçları hakkında bilinçlendirilmeli. Afet hazırlığı kapsamında sıcak dalgaları seller ve kuraklığa karşı erken uyarı sistemleri kurulmalı.