Son Dakika: Salem Cadı Avı Gerçeği... Şeytan mı, Yoksa Beyin İ - Hayat Haberi | Nirvana Haber
Piyasa verileri yükleniyor...

Salem Cadı Avı Gerçeği... Şeytan mı, Yoksa Beyin İltihabı mı?

Yayımlanma Tarihi: 27 Kasım 2025 07:19 | Son Güncelleme Tarihi : 05 Aralık 2025 12:39

Yüzyıllar sonra ortaya çıkan tıbbi veriler, 'cadı' sanılarak idam edilenlerin aslında bugün tedavisi mümkün olan nadir bir beyin hastalığına yakalanmış olabileceğini gösteriyor.

HABERİN DEVAMI

Tarih 1692... Amerika'nın Massachusetts eyaletindeki küçük, dindar ve içine kapalı Salem kasabası, insanlık tarihinin en utanç verici trajedilerinden birine sahne oldu. İki küçük kız çocuğunun tuhaf davranışlarıyla başlayan ve kısa sürede kitlesel bir paranoyaya dönüşen olaylar zinciri, 20 kişinin 'cadı' oldukları gerekçesiyle idam edilmesiyle sonuçlandı. Tarihe Salem Cadı Mahkemeleri olarak geçen bu olay, yüzyıllar boyunca bağnazlığın ve batıl inancın bir sonucu olarak görüldü.

Ancak bugün, modern tıp ve nöroloji bilimi, o dönemde 'içine şeytan girmesi' olarak yorumlanan belirtilerin, aslında çok nadir görülen ve korkutucu bir otoimmün hastalığın (bağışıklık sistemi hastalığı) sonucu olabileceğini ortaya koyuyor.

Kabusun Başlangıcı: Betty ve Abigail'in Tuhaf Nöbetleri

Her şey, Rahip Samuel Parris'in 9 yaşındaki kızı Betty ve 11 yaşındaki yeğeni Abigail Williams'ın açıklanamayan davranışlar sergilemesiyle başladı. Kızların vücutları istemsizce kasılıyor, boyunları bükülüyor, ağızlarından anlamsız sesler çıkıyor ve görünmeyen varlıklarla savaşıyor gibi çığlık atıyorlardı.

O dönemin kısıtlı tıp bilgisi ve Püriten inancının baskıcı atmosferi içinde doktorların teşhisi netti: 'Bu çocuklara büyü yapılmış.' Bu teşhis, kasabada bir kıvılcım etkisi yarattı. Benzer belirtiler gösteren diğer genç kızların da ortaya çıkmasıyla, kasaba halkı korkunç bir cadı avı başlattı.

Yüzyıllardır Aranan Suçlu: Çavdar Mahmuzu mu, Zehirli Otlar mı?

Bilim insanları yıllarca bu toplu deliliğin nedenini araştırdı. 1970'lerde ortaya atılan en güçlü teori, Çavdar Mahmuzu (Ergotizm) zehirlenmesiydi. Nemli çavdarlarda üreyen bu mantarın, LSD benzeri halüsinasyonlara ve kasılmalara yol açtığı biliniyordu. Bir diğer teori ise 'Şeytan Elması' (Datura) bitkisinin zehrine işaret ediyordu.

Ancak bu teoriler, Salem'deki vakaların tamamını açıklamada yetersiz kaldı. Çünkü zehirlenmeler genellikle mide bulantısı ve toplu fiziksel reaksiyonlarla başlardı; oysa Salem'deki kızlarda görülen belirtiler çok daha karmaşık ve zihinsel süreçleri içeren bir tablo çiziyordu.

Modern Tıbbın Keşfi: Anti-NMDAR Ensefaliti

Londra University College (UCL) nörologlarından Michael Zandi ve ekibinin yürüttüğü çalışmalar, Salem vakasını aydınlatan en güçlü adayı belirledi: Anti-NMDAR Beyin Yangısı (Anti-NMDA Receptor Encephalitis).

Bu hastalıkta, vücudun bağışıklık sistemi yanlışlıkla beyindeki NMDA reseptörlerine saldırır. Bu reseptörler; hafıza, öğrenme, davranış ve gerçeklik algısını yöneten kritik noktalardır.

Hastalığın Ürpertici Aşamaları

Hastalık tıpkı Salem kızlarında olduğu gibi sinsi ilerler. Hastalığın aşamaları ise şu şekildedir:

  1. Grip Benzeri Başlangıç: Hafif ateş ve yorgunluk.
  2. Psikotik Evre: Birkaç hafta içinde hastada 'Tanrı veya Şeytan' takıntısı, halüsinasyonlar, paranoya ve uykusuzluk başlar. Hasta sürekli aynı kelimeleri tekrarlar.
  3. Fiziksel Çöküş: Nöbetler, yüzde istemsiz mimikler (diskinezi), kol ve bacaklarda tuhaf bükülmeler ve sonunda katatonik (donuk) bir sessizlik.

Günümüzde bu hastalığın, bazen yumurtalıklarda oluşan kistlerle (teratoma) tetiklendiği ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavilerle iyileştirilebildiği bilinmektedir. Ancak 1692'de bu belirtiler, tartışmasız bir 'şeytan çıkarma' nedeniydi.

Toplumsal Histeri: 'Bulaşıcı' Bir Davranış

Peki, hastalık genetik veya bireysel ise, neden kasabadaki diğer kızlar da aynı belirtileri gösterdi? İşte burada devreye sosyo-politik faktörler ve kitlesel histeri giriyor.

Uzmanlara göre, Betty ve Abigail muhtemelen gerçekten hastaydı (Ensefalit). Ancak baskıcı Püriten toplumunda yaşayan diğer genç kızlar, üzerlerindeki sosyal baskıyı atabilmek veya ilgi görebilmek için (bilinçli veya bilinçsiz) bu davranışları kopyalamış olabilirler. Mahkeme salonlarında birisi 'Beni ısırıyorlar!' diye bağırdığında, diğerlerinin de acı içinde kıvranması, psikolojide sosyal bulaşma (social contagion) olarak açıklanan bir fenomendir.

Salem, biyolojik bir talihsizliğin (beyin iltihabı), toplumsal bir paranoyayla birleşerek nasıl kanlı bir trajediye dönüştüğünün en acı kanıtıdır.

Yorumlar

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız

Henüz hiç yorum yapılmamış

İlk yorumu siz yapın ve tartışmayı başlatın!

DAHA FAZLA HABER
NirvanaHaber, size daha iyi bir deneyim sunmak için çerezleri kullanır. Çerez Politikamızı okuyarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.