Volkswagen Grubu’nun İspanyol temsilcisi Cupra, dünyadaki 10’uncu yeni konsept merkezini İstanbul’da açtı.
Cupra City Garage adı verilen merkezde, ziyaretçilere interaktif bir deneyim yaşatılması hedefleniyor.
Önceki günlerde Galataport’ta yapılan Cupra City Garage açılışında Cupra Dünya Başkanı Wayne Griffiths de hazır bulundu.
Türk basınından sadece Habertürk’e özel açıklamalarda bulunan Griffiths, çarpıcı ifadeler kullandı.
İstanbul’un dünyadaki en büyük ve en canlı kentlerden biri olduğunu belirten Griffiths, “Türkiye bizim için stratejik olarak çok önemli bir pazar. Avrupa dışındaki en büyük pazarımız. Yılda 10 bin araç satıyoruz Türkiye’de. Yani Cupra burada büyük bir başarı yakaladı. Yeni nesil otomobilseverlerin markamızı anladığını ve tasarımlarımızı beğendiğini görüyoruz. Dolayısı ile Türkiye’de bizi çok iyi bir geleceğin beklediğini düşünüyoruz” dedi.
Cupra Dünya Başkanı Wayne Griffiths, Habertürk Otomotiv Editörü Yiğitcan Yıldız'a özel açıklamalarda bulundu.
Cupra’nın 2018 yılında kurulan bir marka olduğunu ve aradan geçen 6 yıl içinde önemli bir başarı yakaladığını da kaydeden Griffiths, “2018 yılında bir markamızın lansmanını yaptık ve o zamandan bu yana dünya çapında 750 bin otomobil sattık. Cupra dünyanın en hızlı büyüyen markası haline geldi. Altı yılda bu kadar hızlı büyüyen başka bir marka yok ve biz bunu gelecekte de sürdürmek istiyoruz. Dolayısıyla ürün atağımızla Cupra’nın büyümeye devam ettiğini ve bir marka olarak da büyüdüğünü göreceğiz. Bayilerle konuştuğumda Cupra Terramar konusunda oldukça heyecanlı olduklarını gördüm. Bu modelin Türkiye pazarında çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Plug-in hibrit teknolojisine de sahip bir SUV. Bu yüzden burada büyük bir başarı yakalayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Cupra Dünya Başkanı Wayne Griffiths ile, grubun ana markası olan Volkswagen tarafını da konuştuk.
Öyle ki, Volkswagen’in tarihinde ilk kez kendi ülkesi Almanya’da fabrika kapatmanın eşiğine gelmesi, Avrupa otomotiv sektörünün en önemli gündem maddelerinin birini oluşturuyor.
Bu gelişmenin Cupra’ya olası etkilerini sorduğumuz Wayne Griffiths net konuştu.
Griffiths, “Biz İspanya’dayız ve farklı bir durumdayız, ama tüm Avrupalı üreticilerin şu anda baskı altında olduğunu düşünüyorum ve hem Çin’den hem de ABD’den gelen artan rekabetle rekabet gücümüzü geliştirmemiz gerekiyor. Bence Avrupalı otomobil üreticileri olarak hepimiz, daha rekabetçi, daha verimli olma ve muhtemelen artık bir dönüşüm bile olmayan bu dönüşümle yüzleşme zorluğuyla karşı karşıyayız. Sektörümüzün sıkıntıda olduğunu düşünüyorum. Bir aksaklık içinde olduğunuzda, ya bozarsınız ya da bozulursunuz. Biz altı yıl önce düzeni bozmanın yolunu seçtik. Biz seçimimizi yeni bir marka olan Cupra’yı piyasaya sürerek ve aynı zamanda şirketi elektriklendirerek yaptık” diye konuştu.
Hatırlanacak olursa, zaman zaman İspanyol üretici Seat’ın Cupra’dan sonra otomobil üretimini bırakacağına yönelik yabancı basında haberler çıkıyor. Bu konuda her ne kadar şirket tarafından yapılan resmi bir açıklama olmasa da, birçok tüketicinin kafasındaki halen en büyük sorulardan birisi Seat’ın otomobil üretimine devam edip etmeyeceği. Biz de bu soruyu hazır şirketin Başkanı olan Wayne Griffiths’i İstanbul’da yakalamışken kendisine sorduk.
Cupra ile birlikte Seat’ın Başkanı da olan Griffiths, İspanyol markanın geleceğinin, elektrifikasyon süreciyle birlikte her zamankinden daha parlak olduğunu bildirdi.
Griffiths, “Modellerimizi elektrikli hale getirmek, tesisleri elektrikli hale getirmek, geleceğe hazırlanmak için 10 milyar Euro yatırım yapıyoruz ki bence en önemli şey bu. Yani Seat için şunu söyleyebilirim, hiçbir zaman bugünkü kadar güçlü olduğunu sanmıyorum. İki markamız var, Cupra ve Seat. Cupra, elektriğe odaklanıyor ve bu arada Seat da içten yanmalı motora sahip araçlara odaklanıyor. Ancak Seat’ı ‘elektriklendirmek’ istediğimiz zaman da gelecek, ama henüz bunun zamanı değil” şeklinde konuştu.
Cupra Dünya Başkanı Wayne Griffiths’in açıklamaları, dengelerin değişmeye başladığı otomotiv sektörünün geleceği açısından önemli mesajlar taşıyor. Aynı zamanda, Volkswagen Grubu’nun ana markası Volkswagen tarihindeki en zor günlerden birini geçirirken, Avrupa’nın en büyük otomotiv grubunun ileride Cupra’ya daha büyük sorumluluklar vereceğinin sinyalini de yine Griffiths’in açıklamalarından anlamak mümkün.
Son olarak, Cupra’nın Çin’de üretilen yüzde 100 elektrikli modeli Tavascan’ın, ek gümrük vergileri yüzünden Türkiye’ye getirilmesinin şimdilik planlanmadığını da belirtelim. Marka, yüzde yüz elektrikli segmentte Born modeli ile rekabet edecek.
Cupra açısından bir yeni gelişme daha ise, markanın yakında Kuzey Amerika pazarına girecek olması. Böylece, uzun yılların ardından Avrupa’dan bir otomobil markası dünyanın ikinci büyük otomobil pazarı olan ABD’de varlık gösterecek.
EĞİTİM
13 dakika önceDÜNYA
13 dakika önceEKONOMİ
13 dakika önceDÜNYA
1 saat önceEKONOMİ
1 saat önceEĞİTİM
2 saat önceDÜNYA
2 saat önce